Bugun...



Barış Bloku ne yapacak? - G. Gürsoy, N. Sancar ve N. Günay ile söyleşi

AKP’nin tek başına iktidar kalma imkanının ortadan kalktığı 7 Haziran seçimlerinin ardından savaş, operasyon ve saldırılar ardı ardına gelmeye başladı. AKP’nin buna benzer bir saldırı hamlesine girişebileceğini öngören toplumsal muhalefet hazırlıksız değildi. Emek ve meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri, kadın örgütleri, siyasi partiler, taraftar grupları, platform ve inisiyatifler 10 Temmuz’da Barış Bloku’nu kurmuştu. AKP’nin 20 Temmuz sonrasında açıktan savaşa yönelmesiyle önemi daha

facebook-paylas
Tarih: 05-08-2015 06:39

Barış Bloku ne yapacak? - G. Gürsoy, N. Sancar ve N. Günay ile söyleşi

Barış Bloku ne yapacak?

G. Gürsoy, N. Sancar ve N. Günay ile söyleşi

 

Barış için 9 Ağustos’ta Bakırköy’e

Barış için 9 Ağustos’ta Bakırköy’e

Barış Bloku, AKP’nin savaş politikalarına karşı inatla “Barış” talebini yükselterek yanıt verenleri 9 Ağustos’ta Barış Mitingi’ne çağırıyor

Barış Bloku, ülkede ve bölgede AKP eliyle kışkırtılan savaşa ve AKP’nin uzun yıllardır sürdürdüğü savaş politikalarına karşı mücadeleyi büyütmek için 9 Ağustos’ta Barış Mitingi düzenliyor. İstanbul Bakırköy Halk Pazarı’nda saat 17.00’da yapılacak miting için İstanbul Valiliği’ne başvuruda bulunana Blok, yarın (6 Ağustos) miting hakkında bir basın toplantısı düzenliyor.

AKP’nin tek başına iktidar kalma imkanının ortadan kalktığı 7 Haziran seçimlerinin ardından savaş, operasyon ve saldırılar ardı ardına gelmeye başladı. AKP’nin buna benzer bir saldırı hamlesine girişebileceğini öngören toplumsal muhalefet hazırlıksız değildi. Emek ve meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri, kadın örgütleri, siyasi partiler, taraftar grupları, platform ve inisiyatifler 10 Temmuz’da Barış Bloku’nu kurmuştu.

AKP’nin 20 Temmuz sonrasında açıktan savaşa yönelmesiyle önemi daha da artan Blok kendini ilan ettiğinde savaş çok boyutlu bir yakın tehlike olarak tartışılıyordu. AKP Suriye’ye dönük doğrudan müdahale girişiminde bulunabilir ve savaş ülke topraklarına taşınabilirdi. AKP’nin cihatçılara verdiği desteğin sürmesinin Türkiye’ye ağır bir fatura çıkaracağından kimsenin şüphesi yoktu. AKP, Kürt sorununda yeniden savaş politikalarına yöneliyordu.

AKP’nin savaş politikalarını durdurma hedefiyle kurulan Barış Bloku, gelinen nokta itibariyle toplumsal muhalefet açısından önemli bir yerde duruyor. Barış Bloku’ndan HDP MYK üyesi Gençay Gürsoy, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Nuray Sancar ve Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay ile Blok’un yola çıkışı, hedefleri ve politik önemi üzerine konuştuk.

‘Sözümüz barış için’

Gençay Gürsoy, Barış Bloku’nun kuruluşunun, geçtiğimiz ay güney sınırımızda başlayan ve hızla yoğunlaşan askeri yığınak faaliyetinin Suriye’ye yönelik bir müdahale olasılığını gündeme getirmesiyle başladığını söylüyor. Blok’un neyi amaçladığı sorusunun yanıtını Gürsoy’dan alıyoruz:

“Suriye’deki iç savaşın başından itibaren Esat’ı devirme üzerine oluşturulan stratejinin fiyaskoyla sonuçlanması üzerine, Erdoğan’ın özel uğraşları ve Davutoğlu’nun ayakları havada akademik tezleri doğrultusunda oluşturulan bu strateji bugün savaşı alenen sınırlarımızın içine taşıyor.”

“Suriye’de kafa kesen barbar çetelere lojistik destek sağlayan, dünyanın dört bucağından kopup gelen IŞİD yandaşlarına sınırdan geçiş kolaylığı sağlayan hükumetin bu stratejisinin diğer ayağı ise, sınırlarımızın ötesindeki Kürt yapılanmasını ezmekti. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı ve ‘Kobanê düştü düşecek’  derken 7 Haziran seçimlerinde AKP iktidardan düştü.”

“Kurulduğu günlerde Blok’un temel amacı Suriye’ye müdahaleyi önlemek konusunda çaba göstermekle sınırlıyken, bugün resmen ve bilerek, isteyerek çıkarılmaya çalışılan iç savaşın önlenmesi gibi, daha çok bir cephe faaliyetini gerektiren boyutlara evrildi.”

Nuray Sancar da Barış Bloku’nun hedefini, içinde bulunduğumuz atmosferde acil bir barış talebi etrafında örgütlenme ve bu talebi her yerde dile getirme olarak tanımlıyor. Bunun için yapılacak ise olanı savaş kışkırtıcılığına prim vermeyerek barışın sesini ve sözünü her yere yaymak olarak tanımlıyor.

‘Suruç, haklılığımızın kanıtıdır’

Barış Bloku’nun ilanından kısa süre sonra Suruç Katliamı yaşandı, çatışmalar ve operasyonlar süreci başladı. Blok’u kuranlara “Yola çıkarken böylesi ağır bir atmosferle karşı karşıya kalınabileceğini tahmin ediyor muydunuz?” diye soruyoruz.

Gürsoy AKP’den saldırı hamleleri beklediklerini ancak bu kadar gözü dönmüş hamleler yapacağını beklemediklerini söylüyor:

“7 Haziran seçimlerinde tökezleyen Tayyip Erdoğan oligarşisinin ve onun dümen suyunda kendini yedekleyen AKP iktidarının, işi bu çılgınlık düzeyine taşıyabileceği, birçoğumuzun kafasında kabus senaryoları biçiminde şekillenmişti. Ama doğrusu birçokları gibi ben de oyunun bu kadar pervasızca sahneye konacağını düşünmüyordum. Yanılmışız. Bütün bunlar oldu ve oluyor. ‘Barış süreci’, ‘Dolmabahçe mutabakatı’ inkar edildi.”

Sancar da Blok’un kuruluşunun ilan edilmesinden bir hafta sonra Suruç’ta patlayan bombayla 31 gencin (can kaybı 4 Ağustos’ta 32’ye yükseldi) katledilmesinin, barış talebiyle bir araya gelenlerin ne kadar isabetli bir iş yaptığını kanıtladığını ifade ediyor.

Savaşa, gericiliğe, faşizme karşı…

AKP’nin yıllardır Suriye’de izlediği cihatçıları destekleyen politikaları, kendini hem bölge hem ülke halkları için daha fazla savaş olarak gösteriyor.

Barış Bloku’nun hedeflerini Türkiye’nin iç siyaseti ile mi sınırlı tuttuğu yoksa bölge politikaları ve sonuçlarını da kapsayan daha geniş bir politika mı belirlediği sorusunu Nuri Günay “Artık Türkiye’de dış politika iç politikadan ayrılamaz” diye yanıtlıyor ve ekliyor:

“Dolayısıyla Blok’un en önemli görevlerinden bir tanesi Ortadoğu’nun direnen halklarının yan yana gelme zeminine katkı sunabilmesidir.”

Nuray Sancar da Barış Bloku’nun hem içerideki hem de dışarıya yönelik savaş politikalarının bir çıkmaz yol olduğunu tespit ettiğini belirterek “Barış ve müzakerelere geri dönülmesi ve barış ortamının tesisi talebinde ısrar ediyoruz. AKP Hükümeti’nin Suriye’ye, Kürt halkına yönelik gerilimi artıracak, ülkeyi bir savaş alanına çevirecek bir yönelimden bir an önce vazgeçmesi gerekir” diyor.

‘Savaşı durdurmak için sokağı örgütleyeceğiz’

AKP’nin savaş çığırtkanlığı yaptığı, çatışmaların, operasyonların sürdüğü, ırkçılık, mezhepçilik ve şovenizmin yükseltildiği bir dönemde Blok’un somut/pratik hedeflerinin neler olduğunu sorduğumuzdaGünay; AKP’nin savaş politikalarını durdurmak için sokağı örgütleyeceklerini, yakın zamanda bir bildirinin çıkacağı ve yaygın bir şekilde dağıtılacağını söylüyor.

Bunun yanı sıra kuruluş aşamasından beri ülkenin diğer kentlerinde de Blok çalışmaları yürütülmesi ve genişlemesinin hedef olduğunu; şu an İstanbul, Ankara, İzmir, Çanakkale ve Adana’da Barış Bloku’nun kurulduğunu belirtiyor.

Günay, Blok’un aynı zamanda AKP’nin yenilgisini savaşla gizleyip aşmaya çalıştığı bir dönemde faşizme karşı direnenleri bir araya getirebilecek bir çaba olduğunun da altını çiziyor:

“CHP’nin solundan HDP’ye geniş bir yelpaze lazım. Barış Bloku eğer iyi örgütlenebilirse böyle bir amaca da hizmet edebilir. Savaş politikalarına, gericiliğe, faşizme karşı önemli bir inisiyatif merkezi olabilir.”

1 Eylül’de büyük barış mitingi

Gürsoy da 1 Eylül’de büyük bir barış mitingi düzenlemeyi ve Blok olarak, “sözde aydınları” (Erdoğan barış isteyen aydınları “sözde aydınlar” diye tehdit etmişti; sendika.org’un notu), yazarları, sanatçıları, siyasetçileri, inanç gurubu temsilcilerini, barış aktivistlerini, emek ve meslek örgütü yöneticilerini ve bilim insanlarını Blok çalışmalarına katmak için çalışmalar yürüteceklerini anlatıyor:

“Her şeye karşın barıştan ve demokrasiden umudumuzu kesmediğimizi, savaş kışkırtıcılarının tehditlerine boyun eğmeyeceğimizi, kimden gelirse gelsin savaşa özendiren her türlü kışkırtıcı eyleme ve hamaset söylemine karşı barışı savunacağımızı içeride ve dışarıda ilan edeceğiz.”

Barış Bloku kadınlar için ayrıca bir çalışma yürütecek mi?” diye sorduğumuz Sancar, savaşta en çok zarar gören kesimlerin kadınlar olduğunu vurgulayarak kadınların savaş karşıtı mücadelede en önde olmaları gerektiğini ifade ediyor:

“Savaş ortamı kadınlar için sürgün, tecavüz, esir pazarlarında satılmak, ölüm, daha çok yoksullaşmak ve sevdiklerini kaybetmek demek. O yüzden barış için mücadelede en önde olmaları için çok gerekçeleri var. Blok’ta kadın örgütlerinin bir kısmı yer alıyor. Zaten şimdiden barış talebiyle eylemler yapıyorlar ve Bülent Arınç’ın ‘kadın olarak sus’ lafın inat seslerini yükseltiyorlar.”

 




Kaynak: Sendika.Org

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 1125 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Yaşam Ve Sağlık Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI