Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Sekteri Metin Bakkalcı:

‘Roboski   Gerçeğini Kimse Gömemez’

Dünyadaki insanlık krizi Roboski kararıyla görünür hale geldi

 2018 yılı itibariyle hem dünyada hem de Türkiye’de insanlık krizinden bahsedildiğini belirten Bakkalcı, AİHM’in Roboski Katliamı’na dair kararıyla, bu krizin daha görünür hale geldiğini söyledi. 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 19’u çocuk 34 kişinin TSK uçaklarıyla bombalanarak katledildiği Roboski Katliamı başvurusuna dair “iptal” kararını Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Sekteri Metin Bakkalcı değerlendirdi. AİHM’nin varlığının insan hakkı ihlallerinin bir daha yaşanmaması için devletlere yaptırım uygulaması olduğunu hatırlatan Bakkalcı, “AİHM’in tek varlık sebebi hakların korunup, kuvvetlendirilmesi ise Roboski’ye döndüğümüzde herkesin kabul ettiği somut olay var. Roboski köyünde yaşayan bu ülkenin insanları yine bu ülkenin uçaklarıyla ülke sınırları içerisinde bombalanarak, yaşamlarını yitirdi. Bunu herkes biliyor” dedi.

Bakkalcı, “Yaklaşık 6 buçuk yıl kadar önce yaşandı ama geldiğimiz aşamada alınan kararlarla bu gerçek gömülmeye çalışılıyor. Çünkü AİHM ‘kabul edilemez’ demiş. Neyi kabul etmiyor? 34 insanın bu ülkenin uçaklarıyla vurulduğunu mu kabul etmiyor? Hayır, bunları tartışmıyor. Tartıştığı konu evraklar ne zaman gelmiş, cümleler nasıl yazılmış gibi formaliteler. AİHM’nin kabul edilemez demesi ‘ben bunu kapattım’ demektir. Türkiye’deki ulusal hukuk içerisinde de dosya kapatma girişiminde bulunulmuştu. Uluslararası düzeyde de kapatma girişiminde bulunuldu. O yüzden derin bir infial içerisindeyiz” değerlendirmesi yaptı.

‘Roboski   Gerçeğini Kimse Gömemez’

2018 yılı itibariyle hem dünyada ve hem de Türkiye’de bir insanlık krizinden bahsedildiğini belirten Bakkalcı, “Roboski kararıyla da bu kriz daha da görünür hale geldi. Türkiye’de yargı nasıl olağan dışı rejimlere denk düşecek hukuki bir takım girişimlerde bulunuyorsa AİHM de Roboski kararıyla benzerini yapmıştır” dedi. Türkiye’de derin bir değer çürümesi içinde olunduğunu belirten Bakkalcı, “Biz bu yolu döndüremez isek çok daha acılar yaşayacağız. Toplum olarak vasfımızı yitiriyoruz. Bir arada yaşamanın zemini tahrip ediliyor” diye ekledi.

Bakkalcı, Roboski davasının kapatılmaması için her türlü çabayı göstereceklerini aynı zamanda çürüme ortamından kurtulmanın yollarını geliştireceklerini ifade etti. Bakkalcı, Avrupa Konseyi ile ilgili birimler ve Konseyi oluşturan yapılar düzeyinde Roboski Katliamı’nı özel gündeme dönüştürmeye çalışacaklarını, bunun yanı sıra konuyu Birleşmiş Milletler’e kadar taşıyacaklarını ve konuya dair önümüzdeki süreçte bir takvim açıklayacaklarını söyledi.