Birleşmiş Milletler ve Evrensel Hukuk iki şeyi insanlık değerleri saymadı.
Faşist ve dinin ırk tarifi ile yaşamı
Ülkemizde bu gün Türk ve İslam algısının birleştiren en gerici, eli kanlı düş ve yaşam hüküm sürüyor.
Kanın, tecavüz ’un açlık ve zulmün görünür olmaması devlet genleri ile yaşam bulmuş beyaz Türk yapısının egemen ve etkin olmasıdır. Bunların silaha ve ekonomiye, silah yapımına egemen olması, yoksul halkın her yüz insandan otuz beşinin muhtaç olmasıdır. Devletin yardımları ile yaşamını sürdürmesi, halkını rehin tutan, halk adına ölümü, fetva ile uygulayan çoğunluğa sesin geçmemesi baş düşman ilan edilen ülkenin ana sorunu olan Kürt meselesi artık Türk meselesi olması ile karmaşık hal alması karanlığın zifiri olmasına sebep olmuştur.
BİR MUM YAK
Korkuyu ölümün ilk habercisi yapanlar sadece hükümet değil, savaşa evet diyen beyaz Türk bu zulmün ortağı, akan kanın, yitip giden hayatlarında sorumlularıdır.
Önce sesi, sözü, yazıyı susturan savaş, sonra toplu ölümlerin haberlerini duyuracakların ödeyeceği ağır bedeller, rehin aldıkları halkın çaresizliğini destek, sessizliğin onay sayarak karanlığın ölüm cellatları buzlu camın önünde yalanı, tezviratı ve ahlaksızlığın üstünü örten kursaklarından beslenen karından bacaklıların çoğalması ile deccalların cellatları kapı kapı gezdirmesine dönüyor.
Sokak meşrudur, sokak karanlığın yırtılması için en geniş alandır. Radyomu, Türkülerimi, gazetemi, televizyonumu, geri istiyorum kampanyası.
Devlet’ten beslendiği kursağı ile düşünen, karından bacaklıların tüccarlıklarını geri püskürtecek yegâne alandır. Meşru ve de insani.
PTT Merkezlerinden sıraya dizilmiş yüzlerce insanın sesiz bekleyişi, sıram gelsin devlete telefon edeceğim, yüzlerce insanın sesiz dizilişi ile PTT önlerinden devlete faks yağmuru, yüzlerce insanın tek sıra halinde Basmahane den Konak’a, kaldırımda yürüyen ağızları siyah bantla kapalı insanlar, ifade vermek değil, ifade etmek istiyorum. Yazılı,A4 kâğıdına yazılmış gasp edilenleri geri alçağız, diyenlerin bir saatlik eylemi aydınlıktan korkanların Azrail’i olacak.
Gelin Sokak’ta hepimizin haykırdığı, sessiz çığlığın arşa yükseldiği yere döndürelim.
Karanlığa sövme, bir mum yak
Başta demokrasi bileşenleri olarak yarım ağız değil, özgürlük hepimize, zulüm, baskı hiç kimseye diyen Kürt siyasal hareketi ve HDP ile kol kola karanlığa teslim olmamak için yürüyelim.