Bugun...



Cezaevi İzleme Komisyonu: Cezaevlerindeki ihlaller korkunç boyutlara ulaştı

Cezaevlerinin “Gittikçe artan insanlık onurunun yok edilmeye çalışıldığı yerler” olarak tanımlandığı raporda, ilk olarak 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ertesi günü 16 Temmuz’da Marmara Bölgesi’nde bulunan tüm cezaevlerindeki tutsaklara yönelik avukat ve aile görüşü ile mektup ve telefon yasağı getirildiğine dikkat çekildi. Komisyon üyesi avukatların bu uygulamaya karşı çıkması sonucu ise bazı cezaevlerinde uygulamanın ortadan kaldırıldığı ifade edildi.

facebook-paylas
Güncelleme: 08-08-2016 04:42:14 Tarih: 07-08-2016 15:15

Cezaevi İzleme Komisyonu:   Cezaevlerindeki ihlaller korkunç boyutlara ulaştı

Cezaevi İzleme Komisyonu:

Cezaevlerindeki ihlaller korkunç boyutlara ulaştı

 

 

TUAD, ÖHD ve ÖDAV üyesi avukatlardan oluşan cezaevi izleme komisyonunun darbe girişiminin ardından cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladıkları rapor, hak ihlallerinin korkunç boyutlara ulaştığını gözler önüne serdi. Örneklerle paylaşılan baskı ve ihlaller üzerinden cezaevleri için “Gittikçe insanlık onurunun yok edilmeye çalışıldığı yerler” tanımlanması yapıldı.

 

Tutuklu Aileleri İle Dayanışma Derneği (TUAD), Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Özgürlükçü Avukatlar Derneği (ÖDAV) üyesi avukatlardan oluşan cezaevi izleme komisyonu, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ziyaretlerde bulunup görüştükleri tutsakların anlatımları üzerinden cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin bir rapor hazırladı. 15 Temmuz-5 Ağustos tarihleri arasında Marmara Bölgesi’ndeki cezaevlerine (Bolu, Düzce, Edirne, Gebze, Kocaeli, İstanbul, Tekirdağ, Bakırköy, Ümraniye, Maltape, Silivri 9 No’lu cezaevleri) yapılan ziyaretler üzerine hazırlanan raporda, yaşanan hak ihlallerine ayrıntılı bir şekilde yer verildi.

 

Cezaevlerinin “Gittikçe artan insanlık onurunun yok edilmeye çalışıldığı yerler” olarak tanımlandığı raporda, ilk olarak 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ertesi günü 16 Temmuz’da Marmara Bölgesi’nde bulunan tüm cezaevlerindeki tutsaklara yönelik avukat ve aile görüşü ile mektup ve telefon yasağı getirildiğine dikkat çekildi. Komisyon üyesi avukatların bu uygulamaya karşı çıkması sonucu ise bazı cezaevlerinde uygulamanın ortadan kaldırıldığı ifade edildi.

 

Raporda, cezaevlerindeki sürgünlerin arttığı, çıplak arama işkencesinin uygulandığı, çıplak aramaya itiraz eden tutsakların ise darp edildiği bilgilerine yerilmesinin yanı sıra Silivri 9 No’lu Cezaevi’nde kalan tutsaklar ve avukatlar arasındaki görüşmenin kaydedilmek istendiği, ancak avukatların buna karşı çıktığı belirtildi.

 

Raporda belirtilen cezaevlerindeki öne çıkan hak ihlalleri ise şöyle:

Silivri 9 No’lu Cezaevi’ndeki ihlaller:

 

Normalde haftada en az 10 saat olması gereken sosyal-sportif etkinlikler, 1.5 saat saha sporu 1 saatte kapalı saha sporu olmak üzere yalnızca 2.5 saat ve sadece sportif etkinliklerle sınırlanmış durumda. Üstelik bu bile çoğu zaman siyasi tutsaklara kanuna aykırı gerekçelerle verilen disiplin cezaları ile engelleniyor.

Sohbet hakkı ortadan kaldırılmış ve kütüphane, hobi gibi etkinliklerde iptal edilmiş durumda.

Havalandırmalara takılan kamera ile yatakhane, lavabo ve banyolar dahil tüm mahremiyet alanları 24 saat gözetim altına alınmıştır.

Açık ve görüşe gelen aileler açık ve kapalı arama adı altında sözlü fiziksel tacizlere maruz kalıyor.

Tutsaklar, 15 Temmuz’dan sonra getirilen asker ve bürokrat tutukluların cezaevi koridorlarında ağır işkenceye maruz bırakıldıklarını, diğer tutsakların da bu işkencenin sesini duyurtarak sonraki sürece dair gözdağı verilmek istendiğini belirttiler. Tutsaklar, “Bundan sonra bu cezaevinde neler yaşayabileceğimiz korku ve kaygısı yaşıyoruz” vurgusu yaptı.

 

Silivri 5 No’lu Cezaevi’ndeki hak ihlalleri:

 

Tutsak Yılmaz Kahraman ile yapılan görüşmede Kahraman, bir tutsağın mahkemeye sevki sırasında aynı ring aracında bulunan adli bir tutsak tarafından boğulmak istendiği bilgisi verildi.

 

Bakırköy Kadın Cezaevi’ndeki hak ihlalleri:

 

Z.Ç isimli kadın tutsak 6 gün boyunca kaldığı gözaltındaki işkenceleri anlattı. Z.Ç, gözaltında “Burada binlerce Timimiz var, onları durdurmuş durumdayız. Konuşursan onları durdururuz yoksa sana tecavüz edecekler, senle beraber olmak isteyen çok kişi var” denilerek tehdit edildiğini ifade etti. Z.Ç yine kafasını iki bacağı arasına alan polisin cinsel organını hissettiğini ve tehdit edildiğini belirtti. Bu olayın ardından Z.Ç’yi kapıya doğru iten polis, “Alın bunu makatından elektrik verin” şeklinde talimat vermiş olsa da bu olay gerçekleştirilmemiş.

Z.Ç avukatı ile görüşmek istediğini belirttiğinde, “Avukatlarınız dışarıda onları da..” denilerek sinkaflı küfürler edildiğini ifade etti.

Y. I isimli tutsak da, 1 Ağustos’ta hastaneye götürmesinin ardından tekrar cezaevine götürüldüğü sırada askerler tarafından “Kürtleri öldürürüm. Bana silah verseler önce bundan başlardım” denilerek tehdit edildiğini belirtti.

 

Tekirdağ Cezaevi’ndeki hak ihlalleri ise şu şekilde:

 

Sincan Cezaevi’nden getirilen tutsaklara çıplak arama işkencesi yapıldı.

Sohbet ve spor faaliyetleri yasaklanmıştır.

Sıcak su verilmiyor. Belli aralıklarla verilen soğuk su ile de sayının artması ile birlikte banyo yapmak imkansız hale gelmiş.

 

Edirne Kadın Kapalı Cezaevi:

 

Mektuplara, kitap gazete ve dergilere el konuluyor, iletişim cezaları veriliyor.

Keyfi nedenlerle hücre cezası veriliyor.

Revirde tedavileri yapılmıyor ve hastaneye sevkleri engelleniyor.

 

30 sayfalık raporda, 30 Kasım 2015 tarihi itibariyle cezaevlerindeki toplam hükümlü sayısının 150 bin, 135 tutuklu sayısı ise 176 bin 116 olduğuna da dikkat çekildi. Bu durumun bile tek başına bir işkence ve kötü muamele ihlali olduğu ifade edildi.

 

Bebekler dahi çırılçıplak aranmaya başlandı

 

Raporda ayrıca 15 Ağustos 2015 tarihinde Türkiye genelindeki birçok hapishanede tutuklu veya hükümlü olarak bulunan PKK ve PAJK’lı tutsakların 3 temel talep (1- Abdullah Öcalan’ın üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması, 2-IŞİD çetelerine karşı verilen mücadelede yaşamını yitiren Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan YPG ve YPJ’lilerin cenazelerinin sınırdan içeri girişlerinin engellenmemesi, 3-Son 1 yıldır Kürt halkına karşı geliştirilen ve özellikle 23 Temmuz ile derinleştirilen askeri ve siyasal  operasyonların sona erdirilmesi) çerçevesinde “süresiz-dönüşümlü” olarak başlattıkları açlık grevi ile birlikte cezaevlerindeki hak ihlallerinin de arttığı belirtildi. Raporda yine görüşe getirilen bebeklerin dahi çırılçıplak soyunarak arandığı, hasta tutsaklara yönelik baskıların arttığı da ifade edildi.

 

Avukatların çözüm önerilerinin de sunulduğu raporda, Türkiye’nin de imzacısı olduğu uluslararası antlaşmalara göre hareket edilmesi gerektiği vurgulandı.




Kaynak: Umut gazetesi

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 670 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Hak İhlalleri Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI