Bugun...



Orhan Gazi Ertekin, DİHA'ya değerlendirmelerde bulundu: Tümü bu diktadan sorumlu

Demokrat Yargı Derneği'nden yargıç Orhan Gazi Ertekin, 17'nci yüzyıldan bu yana Osmanlı ve Türkiye'de devletin ittifaklar sonucu kurulduğunu ve "tek adamlık" eleştirisinin bazı gerçekleri görmeyi engellediğini söyledi. Ertekin, Yenikapı'da kurulan "milli ittifakın" da 400 yıldır devletin yeniden inşası ve pay sahibi olunması için kurulan ittifaklara denk düştüğünü belirtti ve ekledi: "Dolayısıyla bir dikta varsa bu hiziplerin tümü bu diktadan sorumlu kılınmalıdır."

facebook-paylas
Tarih: 14-08-2016 10:59

Orhan Gazi Ertekin, DİHA'ya değerlendirmelerde bulundu: Tümü bu diktadan sorumlu

Demokrat Yargı Derneği'nden yargıç Orhan Gazi Ertekin, DİHA'ya değerlendirmelerde bulundu: 

 

Tümü bu diktadan sorumlu

 

Demokrat Yargı Derneği'nden yargıç Orhan Gazi Ertekin, 17'nci yüzyıldan bu yana Osmanlı ve Türkiye'de devletin ittifaklar sonucu kurulduğunu ve "tek adamlık" eleştirisinin bazı gerçekleri görmeyi engellediğini söyledi. Ertekin, Yenikapı'da kurulan "milli ittifakın" da 400 yıldır devletin yeniden inşası ve pay sahibi olunması için kurulan ittifaklara denk düştüğünü belirtti ve ekledi: "Dolayısıyla bir dikta varsa bu hiziplerin tümü bu diktadan sorumlu kılınmalıdır."

 

Demokrat Yargı Derneği'nden yargıç Orhan Gazi Ertekin, DİHA'ya değerlendirmelerde bulundu. Ertekin, yargının içinde bulunduğu durum ve devletin ittifaklar üzerinden yeniden inşasına dair önemli tespitlerde bulundu.

 

'Otoriter bir yönetim kurmaya yönelik'

 

İlk olarak Ertekin, bu tür kargaşa dönemlerinde cemaat tasfiyesinin muhalefet tasfiyesine döndüğünü söyledi. Cemaatin Türkiye'den temizlenmesinin doğru bir hareket olduğu ancak operasyonların muhalefete yönelmesinin son derece tehlikeli olduğu belirten Ertekin, "Cemaat, Türkiye'de geleneksel oyunu bozan bir harekettir. Mutlaka devlet içindeki örgütsel ve faal yapısından arındırmalıdır. Fakat, 'fırsat bu fırsat' diyerek diğer tüm siyasi güçlere karşı tasfiyenin yaygınlaşması asla kabul edilemez. Bu tamamen anti-demokratiktir ve otoriter bir yönetim kurmaya yöneliktir. Şakar (Muzzafer) açısından rahatla söyleyebilirim ki cemaat tasfiyesinden muhalif tasfiyesine kayışın işaretidir " dedi.

 

Yargıda oluşan boşluğun da stajyer hakim ve savcıların atanmasıyla doldurulduğunu açıklayan Ertekin, bunun yargının niteliğini etkileyeceğini ifade etti.

 

Yargı içindeki şebeke

 

Ertekin, yargı içinde geniş bir ittifakın oluştuğunu söyledi ve şu tespitlerde bulundu: "Cemaate karşı içinde AKP'lilerin, sosyal demokratların, Alevilerin ve kısmen Kürt kimlikli olanların oluşturduğu bir şebeke, geniş bir ağ. Bu ittifakın içinde en güçlüsü ise ülkücü grup oluşturuyor. Alevi gruplar çok açık ve net şekilde bu grubun içinde, lobi olarak varlar. Hatta bir tanesi hükümetin HSYK listesinde. Bunları 'kapı kullarına' ve 'tımar sahiplerine' benzetebiliriz. Herkesin kendi taraftarları var ve şuanda cemaate karşı bir ittifak içindeler."

 

'Cemaat de iktidar da yargıyı ön cephe aygıtına dönüştürdü'

 

"Son 10 yıldır yargı Türkiye'de kurucu bir aygıttır" diyen Ertekin, "Eskiden iktidar kurucu bir aygıt değildi. Post-politik bir aygıttı. Ama son 10 yılda siyasal merkezin tam karargâhına yerleşti. Orduyla beraber yine iktidar kuruluşunun temel araçlarından bir tanesi haline geldi. Yargı, tarihsel olarak bir tür sınıf atlamış durumda son 10 yıl içerisinde. Bunu ilk olarak cemaat yürüttü şimdi iktidar grupları aynen devam ettiriyorlar. Yargıyı bir ön cephe aygıtına dönüştürmüş durumdalar" değerlendirmesinde bulundu.

 

'Devlet 17'nci yüzyıldan itibaren ittifaklarla kuruluyor'

 

 

Yargı içinde oluşan ittifakın 17'inci yüzyıldan bu yana Osmanlı ve Cumhuriyet'te iktidarın yeniden kurulmasında da görüldüğüne işaret eden Ertekin, "tek adamlık" eleştirisinin birçok gerçeği gizlediğini söyledi. "Tek adamlık" eleştirisine karşı Ertekin'in kimi tespitleri şöyle:

 

♦  Türkiye'de devlet daimi bir şebeke ile inşa edilir. Geleneksel lobiler vardır. Bazen mücadele ederler bazen de ittifak kurarlar.

 

♦  Baki Tezcan'ın "İkinci Osmanlı" dediği dönemden bu yana bu yana bu şebeke ve lobiler arasında mücadele ve ittifak vardır.

 

♦ Bu durum Cumhuriyet döneminde de yaşanmıştır. En basitinden Hasan Ali Yücel ile Şemsettin Sirer arasındaki mücadele buna bir örnektir.

 

♦ Türkiye'de devlet her zaman belli hizipler arasında paylaştırılmıştır. İlkokul, ortaokul kitaplarındaki gibi "tek bir güç" tarafından yönetilmemiştir. Türkiye'de daima şebekeler vardır. Bunların gelenekleri vardır.

 

♦  Evet, Türkiye'de dikta vardır ancak bu geleneksel bir diktadır. Devletin kendisini yeniden örgütleme biçimi ittifaktır. Dolayısıyla bir dikta varsa bu hiziplerin tümü sorumlu kılınmalıdır. Aksi takdirde yüzeysel siyaset analizleriyle bir yere gidilemez.

 

♦ Birçok kişi, kesim hesap vermemek için "tek adam" söylemine başvurmaktadır.

 

♦ Yargının yeniden dizaynı gözlendiğinde Türkiye'de iktidarın nasıl örgütlendiği açıkça görülebilir. Bu şirketler kendi payları oranında yargının içinde kendi varlığını korumaktadır.

 

♦ Yenikapı'da görülen ittifakta tam da buraya düşer ve devletin yeniden inşasında kurulan ittifaklar bir tanesidir.




Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 1182 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Röportaj-Analiz Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI